19 Aralık 2012 Çarşamba

Başlangıcı Olmayan Sonum...


kalbimde tarif edemediğim duygularla cebelleşiyorum son bir kaç aydır..
sevinçten eser yok..
hep bir korku hep bir hüsran...
ne zaman birine bağlansam yahut bir şeylere
beklenmedik bir sona ulaşıyor hepsi..
hayırlısı deyip geçsem de ağrıma gitmiyor değil..
acı çektiğimi belli edemeyecek kadar güçlü görünmeye çalışan ruhum yeterince yorgun...
neden ben demekten kendimi alamıyorum.
neden benim başıma geliyor bunca şey?
geçmişte yaptığım hatalarım bir bir yüzüme vuruluyor sanki
onların kefaretini ödüyorum...
yarın benim doğum günüm, içimde bir gram sevinç emaresi yok...
her yeni doğum günü Sona yaklaşmak benim gözümde...
ömürden bir yıl daha gidiyor neye sevineyim arkadaş!
yanımda olduğunu hissettiğim kimse yok etrafımda
bu yazıyı yazarken bile ne kadar yalnız olduğumun farkına varıp daha bir kötü oluyorum :(
bana demeyin yalnız değilsin.yalnızım...
yalnız değilsin diyenler bir telefon ucundadır belki..
bir kamera uzaklığında..
arasam ulaşırım ama sarılamam..
görsem görürüm belki ama elektrik kesintisi gibi aniden kararır gözümün önü..
kısaca ben daha doğrusu biz Sona doğru ilerliyoruz..
sanki benim sonum daha yakın gibi..
yarın benim son doğum günüm olabilir..
bunların farkında olmak iyidir bazen..
geçen gece bir sanatçının söylediği söz aklıma geliyor hep
"dünyadan giderken götüremeyeceğimiz şeylere fazla takılmamak gerek"
aynen öyle..
unutmayın bu sözü..
akla geldikçe huzur veriyor
Sevgiler





5 Aralık 2012 Çarşamba

Aslı Enver Sokullu Resmi Blog: ASLI ENVER SOKULLU ALL DERGİSİ RÖPORTAJI

Aslı Enver Sokullu Resmi Blog: ASLI ENVER SOKULLU ALL DERGİSİ RÖPORTAJI: ÇOCUĞUMU İNGİLTERE’DE DOĞURMAK İSTERİM  “Kavak Yelleri”ydi, “Suskunlar”dı bir kenara bırakacak olursak, Aslı Enver kısaca Londra doğuml...

28 Kasım 2012 Çarşamba

15 Kasım 2012 Perşembe

DoSt Eli


şu ana kadar yaptığım herşeyden ben sorumluyum...
hiçbir şeye şu veya bu neden bağlayıp o yüzden oldu diyemeyecek kadar akıllandım..
ben yaptım çünkü...benim kararımdı,uyguladım ve oldu...
ama olurken neler oldu, neler bitti göremedim...
görmeyecek kadar yukarılara çıkmışım,kırmamam gerekecek kadar insan kırmışım..
çok geç bir zamanda farkettim bunu...
geçen günlerde sevdiğim birine karşı yazdıklarımın sonucunda bana verilen cevapla...
onu kırmaktan ziyade sıktığımı gördüm..
onun dışında bir çok kişiyi de sıktığımın farkına vardım..
sözleri dokundu mu bana? evet, belki de...
ama o kadar iyi geldi ki...
keşke herkes o kadar iyi dilekle kalbimi kırsa,
keşke bana değer verenler de onun gibi cesur olsa...
benden büyük, saygı duyduğum en değerli insanlardandı benim aklımı başıma getiren..
bu zamana kadar onunla o kadar çok şey yaşadık ki...
ben onu kırdım, o beni üzdü...
ama aklımda hep bir sözü kaldı onca yaşanandan sonra:
"ben sana kızmam huysuzlanırım"
yaşadığımız her kötü günün ardından bu sözle teselli ettim kendimi...
iyi ki söylemiş...söylediği her söz beynime kazınmış sanki..
her şeyin ardında onu aramak çok güzel..
konudan uzaklaştım sanki biraz ha?
demek istediğim kalp kırdıktan sonra seni silkeleyecek birini bulamazsın her zaman..
illa kalp kırmak da değil aslında bahsettiğim..
senin hissettiklerin her zaman karşı tarafa geçmeyebilir..
ve senin huysuzluğunu bazen kızgınlığını, kırgınlığını anlayacak insanlara söylediğin sözler
onlar tarafından yanlış anlaşılabilir...
sen iyi niyetlisindir..karşı taraf da iyi niyetlidir belki ama bunu bilemezsin
o yüzden kafanda bir kere değil iki kere düşün söyleyeceklerini..
empati kur ki yansımalarını önceden görebilesin...
o zaman yalnızlık nedir bilmezsin :)
"beni yalnız bırakmayanlara teşekkürü bir borç bilirim
sevgiler"

           

16 Ekim 2012 Salı

Mutlu Yıllar Deniz Uğur

uzun zamandır hayatımındasın...
upuzun bir yolculuğa çıktık beraber...
hayatın çirkinlikleri de güzellikleri de bizimleydi...
arada nefes almaya fırsat bulmuşken yollarımız ayrıldı..
yanlış anlaşılmalar,sarfedilen sözler seni beni, bizi kırdı...
kırıldık,sitemkardık..
ama kendi adıma konuşayım sevgimde değişen birşey olmadı hiç,olmayacak..
benimle hiç konuşmasan da ben sana ulaşacak birçok ortak yol buluyorum..
benim sana gönderdiğim herşeyin sana ulaştığını, senden cevap geldiğini bilmek de güzel..
sözü fazla uzatmayacağım..benim hislerim hiç değişmedi değişmeyecek!
Seni Seviyorum Deniz Uğur...abla,kardeş herşey gibi..
İyi Ki Doğmuşsun...Seni sevenler ve sevdiklerinle nice güzel yıllara..
Songül Eker... 

25 Eylül 2012 Salı

Rüya...

dün gece bir rüya gördüm..
rüyamda Deniz Uğur la aynı mekandaydık hatta onun evinde..
bi davete gidecektik de elbise seçiyorduk..
sonra bi anda minik Mina nın ağlamasına koştuk...hastalanmıştı..çok ağlıyordu
apar topar Deniz Uğur onu hastaneye götürmek için hazırlandı ve arabasına atladı..
ama arabada onun da ağladığını gördüm ve onun gözyaşlarını sildim ve uyandım
rüyayı bir şeye yoramadım ama sadece dua ettim Mina, Poyraz ve Engin Deniz hastalanmasın,
Deniz abla ağlamasın diye...
anladım ki bu gözyaşları benim olacakmış akşam vakti...
bana ve benim gibilerine kızmış sevdiği arkadaşını incittik ona sevdiğimizi kötü bir şekilde savunduk diye..
şimdi diyorum ki benim gözyaşlarımı kim silecek eliyle?..
neden ağladım ben?bu kadar mı saygısız, seviyesizim...
bu kadar mı değerim? bu kadar mı değersizim??
kısaca üzgünüm, kırgınım...
beni takipten çıkması değil beni üzen; bana direk değil genelleme yaparak açıklama yapması beni üzdü..
beni kale almaması 4 gün onu merak ettiğim halde geldim bile dememesi,
beni çok yanlış anlaması üzdü..
şimdi ben kimim ki moduna girdim..ona göre sıradan bir hayran
oysa ben ona ispat etmiştim sevgimi sandım,sıradan değil yürekten sevdiğimi..
ben onunla daha farklıydım şimdi sıradanlaştım...sevgim azalmadı ama kırılacağımı hiç düşünmedim ona..
sevdiklerimi kaybetmeye alışkın olsam da bu en ağırıydı...
Şimdi benim kalbimi kim onaracak??
                      sevgilerle
                           SONGÜL EKER

11 Ağustos 2012 Cumartesi

Bıkmadan Usanmadan Yazarım Sana...


sana yazdığım kaçıncı yazı bu bilmiyorum..
görmediklerini saymıyorum bile :)
öyle güzel şeyler hissettiriyorsun ki bana
şarkılar besteleyesim, yazılar yazasım geliyor
sevgiliye dairdir çoğu zaman böyle hisler
sende benim Sevgili Ablam olduğuna göre bence sorun yok..
düzgün kişiliğin, esprili tavrın, hayata bakış açın...
bu zamana kadar beni böylesine kendine bağlayan bir kadın olmamıştı..
herkes soruyor neden Deniz Uğur u bu kadar seviyorsun?
Neden Deniz Uğur?
Nasıl başladı bu sevgi?
bazen cevap vermekte zorlandığımı hissediyorum bu sorulara..
herkes bana bu soruyu sorarken ben kendime hiç Neden Deniz Uğur diye somadım,
bi neden aramadım seni severken çünkü...
nedensiz, çıkarsız sevdim, seviyorum çünkü..
ama madem soruyorlar cevabı aslında tamamen benim gözümle sana bakmakla alakalı..
bakarken neler hissediyorum tarifsiz..
beni neşelendiren kahkahaların geliyor aklıma..konuşmalarımız, yazışmalarımız..
kimsenin görmesine, bilmesine izin vermediğim o güzel anılar.. 
belki de cevap vermekte zorlanmamın en belirli sebebi budur...
hala şaşkınım aslında böyle güzel bir yüreğe açılabildiğim için..
bu şans bana verildiği için hala şaşkınım..
bir dizinin, bir kaç satır yazının hayatıma bu kadar güzel bir insan katması 
öyle şaşkınlık uyandırıcı ki...
benimki aslında hayranlıktan çok çok öteye geçti biliyorsun beni..
yeni bir ablam olduğu için çok şanslıyım..
beni anlayan beni dinleyen gerçek hayatta rol kesmeyen..
neşesiyle neşelendiren, hüznüyle yine neşelendiren..
sen nasıl güzel bir kadınsın böyle dedirten bir ablam:))
bu yazıyı yazmamın bir amacı yok..sadece oku istedim..
aslında belki de bir amacı var..
sen okurken başkaları da okuyacak yazımı 
ve yine soracaklar Neden Deniz Uğur diye..
bende her gün aynı cevabı vereceğim...
Neden arama sevgiye...
sorgulama seven yüreği...
vardır elbet bir sebebi...
Songül'den sevgilerle...<3




6 Ağustos 2012 Pazartesi

monoton....

hayat şeker kaymak bal tadında değildir çoğu zaman..
aslında hiçbir zaman değildir ya 
üzülmek, yorulmak, gülmek, çığlık atmak, sevinmek...
herşey tekdüze gider...sıradanlaşır...
farklı şeyler yaşamak farz olur, farklı duygular tatmak..
ama hep de en olmadık zamanda fırsat ayağına gelir de tepmek zorunda kalırsın..
kafandaki soru işaretlerinden kurtulman gerekir önce...
sıkıntılarını bir kenara atıp mutluluğa odaklanman gerekir...
hem senin tatile çıkacak paran var mı??
yok dimi? o halde biryerlerden para bulmalı...
olmadı günübirlik kaç bir yerlere..
tamam hadi herşey tamam..
gittin böyle yemyeşil ruhunu dolduracak bir yere..aldın eline kitabını
malum bu mükemmel doğada çıt çıksa müziğe dönüşür...
tam okumaya başlamışsın kitabının ilk satırını o da ne?
ahh inanmıyorum evrakları masanın üzerinde unuttuum :((
işte olay da tam burada başlıyor telaş panik üzüntü stres...
aslında monotonluk tamamen beyinde başlıyor...
hayatın sıradan olabilir..sıkıcı olabilir...nefes alamayabilirsinn..
ama pencereyi açıp dışarıda farklı şeyler görüp gülüyorsan eğer..
gördüğün şey seni mutlu ediyorsa eğer,
beynindeki monotonluktan kurtulmak için şansın var demektir...
o halde bol şans :))

3 Ağustos 2012 Cuma

Şahidim...


sevdiğim her insanın mutluğundan pay almak istedim...
                                 bir miktar alıp cebime koyup mutsuzluğum biraz dağılsın istedim
                oysa farkettim ki cebime koyduğum her mutluluk tozu beni daha da mutsuz ediyormuş
              farkedeli çok olmadı..ama fazlasıyla artan mutlulukları benimmişcesine koymuşum cebime
                              ve her geçen gün hapsolmuşum başkalarının mutluluğunun şahitliğine...
                                  evet şahidim mutluluğuna dostum, ablam, ailem,ve her kimsen...
                                        peki sen şahit misin bana? mutsuzluğuma? gözyaşlarıma?
                                             eğer şahitsen yarama tuz basmak için gelme bana
                                                         ağlatma, kırma, incitme yeter!
                                              ben senin mutluluğuna mutsuzluğumu katmam...
                                                  sen de bana acılarını satma mutluluğunla...