11 Ağustos 2012 Cumartesi

Bıkmadan Usanmadan Yazarım Sana...


sana yazdığım kaçıncı yazı bu bilmiyorum..
görmediklerini saymıyorum bile :)
öyle güzel şeyler hissettiriyorsun ki bana
şarkılar besteleyesim, yazılar yazasım geliyor
sevgiliye dairdir çoğu zaman böyle hisler
sende benim Sevgili Ablam olduğuna göre bence sorun yok..
düzgün kişiliğin, esprili tavrın, hayata bakış açın...
bu zamana kadar beni böylesine kendine bağlayan bir kadın olmamıştı..
herkes soruyor neden Deniz Uğur u bu kadar seviyorsun?
Neden Deniz Uğur?
Nasıl başladı bu sevgi?
bazen cevap vermekte zorlandığımı hissediyorum bu sorulara..
herkes bana bu soruyu sorarken ben kendime hiç Neden Deniz Uğur diye somadım,
bi neden aramadım seni severken çünkü...
nedensiz, çıkarsız sevdim, seviyorum çünkü..
ama madem soruyorlar cevabı aslında tamamen benim gözümle sana bakmakla alakalı..
bakarken neler hissediyorum tarifsiz..
beni neşelendiren kahkahaların geliyor aklıma..konuşmalarımız, yazışmalarımız..
kimsenin görmesine, bilmesine izin vermediğim o güzel anılar.. 
belki de cevap vermekte zorlanmamın en belirli sebebi budur...
hala şaşkınım aslında böyle güzel bir yüreğe açılabildiğim için..
bu şans bana verildiği için hala şaşkınım..
bir dizinin, bir kaç satır yazının hayatıma bu kadar güzel bir insan katması 
öyle şaşkınlık uyandırıcı ki...
benimki aslında hayranlıktan çok çok öteye geçti biliyorsun beni..
yeni bir ablam olduğu için çok şanslıyım..
beni anlayan beni dinleyen gerçek hayatta rol kesmeyen..
neşesiyle neşelendiren, hüznüyle yine neşelendiren..
sen nasıl güzel bir kadınsın böyle dedirten bir ablam:))
bu yazıyı yazmamın bir amacı yok..sadece oku istedim..
aslında belki de bir amacı var..
sen okurken başkaları da okuyacak yazımı 
ve yine soracaklar Neden Deniz Uğur diye..
bende her gün aynı cevabı vereceğim...
Neden arama sevgiye...
sorgulama seven yüreği...
vardır elbet bir sebebi...
Songül'den sevgilerle...<3




6 Ağustos 2012 Pazartesi

monoton....

hayat şeker kaymak bal tadında değildir çoğu zaman..
aslında hiçbir zaman değildir ya 
üzülmek, yorulmak, gülmek, çığlık atmak, sevinmek...
herşey tekdüze gider...sıradanlaşır...
farklı şeyler yaşamak farz olur, farklı duygular tatmak..
ama hep de en olmadık zamanda fırsat ayağına gelir de tepmek zorunda kalırsın..
kafandaki soru işaretlerinden kurtulman gerekir önce...
sıkıntılarını bir kenara atıp mutluluğa odaklanman gerekir...
hem senin tatile çıkacak paran var mı??
yok dimi? o halde biryerlerden para bulmalı...
olmadı günübirlik kaç bir yerlere..
tamam hadi herşey tamam..
gittin böyle yemyeşil ruhunu dolduracak bir yere..aldın eline kitabını
malum bu mükemmel doğada çıt çıksa müziğe dönüşür...
tam okumaya başlamışsın kitabının ilk satırını o da ne?
ahh inanmıyorum evrakları masanın üzerinde unuttuum :((
işte olay da tam burada başlıyor telaş panik üzüntü stres...
aslında monotonluk tamamen beyinde başlıyor...
hayatın sıradan olabilir..sıkıcı olabilir...nefes alamayabilirsinn..
ama pencereyi açıp dışarıda farklı şeyler görüp gülüyorsan eğer..
gördüğün şey seni mutlu ediyorsa eğer,
beynindeki monotonluktan kurtulmak için şansın var demektir...
o halde bol şans :))

3 Ağustos 2012 Cuma

Şahidim...


sevdiğim her insanın mutluğundan pay almak istedim...
                                 bir miktar alıp cebime koyup mutsuzluğum biraz dağılsın istedim
                oysa farkettim ki cebime koyduğum her mutluluk tozu beni daha da mutsuz ediyormuş
              farkedeli çok olmadı..ama fazlasıyla artan mutlulukları benimmişcesine koymuşum cebime
                              ve her geçen gün hapsolmuşum başkalarının mutluluğunun şahitliğine...
                                  evet şahidim mutluluğuna dostum, ablam, ailem,ve her kimsen...
                                        peki sen şahit misin bana? mutsuzluğuma? gözyaşlarıma?
                                             eğer şahitsen yarama tuz basmak için gelme bana
                                                         ağlatma, kırma, incitme yeter!
                                              ben senin mutluluğuna mutsuzluğumu katmam...
                                                  sen de bana acılarını satma mutluluğunla...